11.06.2009

Ne istediğine karar vermek

kararsız mı kaldınız?Bu günlerde bizlere sıkça sorulan bir soru var: "Ne istiyorsunuz?"
Özellikle Çekim Yasası tartışmaları sebebiyle bu soru sürekli gündemde. Sürekli bir "evrenin işleyiş yasaları gereği istedikleriniz gerçek oluyor, o yüzden isteyin" diye orada burada konuşulduğunu duyuyoruz. İsteyelim ama ne istemek lazım biliyor muyuz?
Benim burada tartışmak istediğim çekim yasası değil, söz konusu meseledeki ne istediğimizdir. Sonuçta çekim yasası olmasa da insanın hayattan birşeyler istemesi, o yönde hedefler geliştirmesi lazım, öyle değil mi?

Etrafımızda ne istediğini bilen insanlar yok denecek kadar azdır. Ben bazen imreniyorum, aklında net bir şekilde ne yapmak istediğini belirleyen ve onu gerçekleştirmek için gerçekten uğraş veren birisini gördüğümde. Kişinin ne istediği önemli olmuyor bu durumda. Önemli olan karar vermiş, konuya odaklanmış, ve çaba sarfediyor olmasıdır.

Kararsız olmaktan dolayı sıkıntı çektiniz mi hiç? Ya da isteksiz olmaktan, veya bir arada çok şey istemekten dolayı afalladığınız oldu mu? Niye birçok şeye değil de, birşeye odaklanıp o konuda başarılı olamadım diye hayıflandınız mı? Bu sorunların hepsi atıl olmayı ya da yanlış yön ve yönlerde hareket etmeyi getirir. Atıl yani hareketsiz olmamak, ya da doğru hedefe yönelmek için de, ne istediğine karar verip o konuda ilerlemeye bakmak gerek.

İyi de o zaman ne istediğimize nasıl karar vereceğiz?

Bu çok önemli bir sorun, çünki günümüz hayat şartlarında, bize dayatılan koşulların içinde sürekli debelenip duruyoruz. Bu debelenme esnasında ise durup da, bırakın karar vermeyi, bir şeyler istememiz gerektiğini bile unutuyoruz. Bu da bizden beklenilenleri yerine getirmeye çalışırken, kişisel ihtiyaçlarımızı, bizi nelerin gerçekten mutlu ettiğini unutmamızdan, önemsememekten kaynaklanıyor. Kendi mutluluğumuzu neden ihmal edelim?

Okulda, ne amaçla olduğunu düşünmeden hep ders çalışmaya yönlendirildik, yüksek notlar almayı ve üniversitede okumaya şartlandırıldık. Ne istediğimizi biliyor muyduk? Pek az bir çoğunluğumuz ne istediğini bilerek bitirdi okullarını. Diğer kısmımız ise hayat bizi nereye sürüklerse oraya gideriz diye düşünerek atıldı erişkinlerin arasına.

Para kazanma kaygısıyla atılıyor çoğumuz iş hayatına. Çalışmayı arzuladığınız, o hayalinizdeki iş için, "nasılsa bende o şans yok, oraya beni almazlar" diye istemekten vazgeçenleri çok duydum. Bu yüzden sevmediği işlerde mecburiyetten çalışan o kadar çok insan var ki. Mecburiyetten bir işi yaptığınızda işler çoğunlukla ters gitmeye başlar. Bu isteksizlikten kaynaklanır. Hiç isteyerek yapılan bir işle mecburiyetten yapılan iş bir olur mu? Tabi ki olmaz.
Belki de bazılarımız çok şey istedi ve daldan dala atladı. Bu atlayışlarda da herşey yarım yaşandı. Dönüp bakınca, elinde kayda değer birşey kalmadığını gördü. Maymun iştahlı olmaktan dolayı pişman olmak da var hayatta.
Koşulların içine sıkışıp kaldığını hissetmek kadar insanı isteksizliğe iten birşey yoktur. Ve bunun devamı da umutsuzluktur. Birşeylerin yanlış gittiği aşikardır. Peki bu durumda ne yapmalı dersiniz?

Hayata es vermeyi unutuyoruz sıklıkla. Durup da gönlümüzden ne geçtiğini dinlemek zaten bazılarımıza zaman kaybı gibi gelebilir, ancak dinlemediğimiz zaman bizi neyin sıkıntıya soktuğunu ya da neyi istediğimizi anlayamayız. Belki daha rahat, belki daha çok para kazandığımız, belki daha sanatsal, daha kırsal, daha doğal, belki de daha mütevazi bir yaşantı yatıyor gönüllerimizde. İhtiyacımız olan şeyi belirlemek ancak ve ancak kendi elimizde. Bizim neye ihtiyacımız olduğunu söylemesi için koşulların oluşmasını beklemeye gerek yok. Beklemek oturup reklamların bize neyi almamız gerektiğini dinlemekle eşdeğer. Reklamlar mı belirleyecek ne istediğimizi? Hayır! Buna asla izin vermemek lazım.


Durun! Bir dakikalığına bile olsa durun ve düşünün, yaşamınız sizin istediğiniz gibi mi şekilleniyor? Sakın tereddüt etmeyin ve isteklerinizi önceliklerine göre belirleyin, ve adım adım gerçekleştirmeye başlayın. Daha çok vakit var birşeyler isteyip onları gerçekleştirmek için. Ne istediğinize karar verin yeter ki. Karar verdikten sonra da, eğer gerçekten istiyorsanız, hayallerinizin peşinden gitmek size kalmış. Doğru yöne yöneldiğiniz vakit kısıtlanmış olma duygusundan kurtulacak hedefinize yöneliyor olmanın keyifli adımlarını atıyor olacaksınız. O zaman koşulların size göre şekillendiğini göreceksiniz. İstemeye başlayın ve o isteklerin gerçekleşmesi için adım atın.
Atıl olmayın!

Çocukluk hayallerinizi hatırlayın! Küçükken hayalinizde ne vardı? Bu hayallerin peşinden gittiniz mi? Tekrar bisiklete binmenin ya da belki uçurtma uçurtmanın zamanı gelmiştir, ne dersiniz?

3 comments:

Adsız dedi ki...

benim sorunumda ne istediğime nasıl karar vericeğimi bilememek. Ne istiyorum? bunu bilmiyorum nelerden hoşlanıyorum? ne olmak istediğimi bilmiyorum ve buna nasıl karar vericeğimide

Unknown dedi ki...

Ne istediğini bilmek gercekten cok önemli. Bunu başarmanın yolu da günlük kargaşadan kendimizi kısa süreliğine de olsa arındırmak ve kendimizi dinlemeye çalışmak. Dinlemeye calistikca kuruntular zamanla azalacak içimizdeki ses duyulur hale gelecektir. Kendini dinlemek icin de en kolay yol gozlerini kapamak ve derin nefes alıp vermek

Adsız dedi ki...

İlk yorumu yazan kişi aslında aklımdan geçenleri yazmış. bu zamana kadar nelerden hoşlandığımı, hangi işleri kolaylıkla ve severek yapacağımı bulamadım bir türlü, kulağa biraz saçma gelebiliyor; ama bu kadar sene okul-ev döngüsünde kaybolmuş olduğumu yeni anlıyorum. öyle ki aklımda sadece okulu bitirmek vardı, ötesini yahut kendimi düşünmedim hiç.
aylardır gözlerimi kapatıp iç sesime kulak vermeyi deniyorum, yine de içimden geçeni duyamadım ve kendime bir yol çizemedim. pek çok şey denedim, denemeye niyetlendim; lakin yazınızda belirttiğiniz gibi maymun iştahlı olduğum için hiçbirini uzunca bir süre devam ettiremedim. ve açıkçası bu benim cesaretimi kırdı. neyin uzun soluklu neyin bir heves haline geleceğini kestiremiyorum.
siz de bu yoldan ya da benzerinden geçtiniz anladığım kadarıyla, bu nedenle her türlü önerinize açığım.