25.10.2010

Uzun zaman oldu...

Evet yazmayalı uzun zaman oldu. Ama merak etmeyin, madem bu yazımı okuyorsunuz artık yaşadığımı biliyorsunuz demektir. Bu yazı yazmadığım 1 seneyi aşkın sürede asıl mesleğim olan mimarlığa ve iş hayatının sürükleyici kesmekeşine geri dönmüş olduğumdan dolayı, daha yeni başlamış olduğum blog hayatıma ara vermiş oldum. Daha başlamadan durdurmuş oldum blogculuğu, anlayacağınız.
Bu 1 senede bir yandan iş hayatına kaptırmışken kendimi, blog yazma olsun, fotograf ve video işlerim olsun hepsi konusunda üzerime bir ağırlık çöktü. Elim hiçbirşeye gitmez oldu. Ama yeni yeni bu aralar parmaklarım kaşınmaya ve karıncalanmaya başladı. Yeni yazılar geliyor ve ben bu konuda kendimi çok iyi hissediyorum. Sanırım bu ara gerekliydi. Bu yeni başlangıç çok güzel yazılar doğuracak bundan eminim.

Gözdeler Avlusu, Harem - Topkapı Sarayı
Yeni yazılarımda kişisel gelişimden, gezilerime, çekim yasasından psikolojiye, metafizikten tutun da yogaya kadar kendimizi iyi hissetmek için neler yapmamız gerektiğine dair bir sürü şey hakkında yazıyor olacağım. Bu konularda eminim herkesin duymak istediği birşeyler vardır. Hepsine depineceğim, merak etmeyin.
Şimdilik sizi yandaki resimle başbaşa bırakarak vedalaşmak istiyorum. Bu fotografı Topkapı sarayının haremindeki gözdeler avlusunda çektim. Çok hoşuma giden bir fotograf oldu. Harem dairesinde çok enteresan bir biçimde imajının dışında huzur, düzen ve oradaki hiyerarşiye dair izlenim baskındı.
Eğer vaktiniz varsa havalar güzelken Topkapı sarayına mutlaka uğrayın. Müzekartınızı 20 TL karşılığı alın. Bu kartla 1 sene boyunca kültür bakanlığına bağlı müze ve ören yerlerine ücretsiz girebilirsiniz. Topkapı sarayına uğramışken avlusunda, havuz başında ya da boğaz manzaralı terasında bir yarım saat oturun. Kalabalığa rağmen kendinizi dinleyebileceğiniz bir bahçesi var. Ertelediğiniz hayatı yaşamaya buradan başlayabilirsiniz.

0 comments: