16.05.2009

Bahaneler

"Hocam, çalışamadım çünki sular kesilmişti"
Baharda kum tepeleri

Hepimizin okul yıllarından hatırladığımız şu espri dolu sözler neyi hatırlatıyor? Gülümsememize sebep oluyor değil mi? O çocukça saflıkta, sınavina çalışamamış bir çocuğun kendini savunmak amacıyla ürettiği bir cümle. O zaman da komik olduğu kadar saçma geliyordu, şimdi ise açıkça bu cümlenin bir bahane olduğu görünüyor. Zaman geçti, bazı şeyler değişti hayatımızda; büyüdük ve sorumluluklarımız arttı. Artan sorumlulukların yanında çocukluk zamanlarımızdaki kadar bahane üretiyor muyuz hala? Sizin dürüstçe verdiğiniz cevabı duyar gibiyim; ne yazık ki "evet".

Gündelik hayatta ürettiğimiz bahaneleri bir düşünelim;

"Kitap okumuyorum çünki boş vaktim yok",
"Düzenli yemek yiyemiyorum çünki evde yemek yapamıyorum",
"Zayıflamak istiyorum ama yemek yemeyi de seviyorum, o yüzden birkaç kilo fazlam var",
"Sigarayı bırakmak istiyorum ama etrafta çok sigara içen var, bıraksam bile yine başlarım",
"Para biriktirmek istiyorum ama..."

diye liste uzar gider... Bu listedeki cümlelerden herkes hayatı boyunca en az birini dile getirmiştir, gerek okulda, gerek işte, gerekse özel hayatında. İşler yolunda gitmeyince bahane üretme gereği duyuyoruz. Peki sizce bu listedeki yapılmak istenen şeylerden hangileri gerçekten yapılması çok zor, hatta imkansız? Hiçbirisi. Eğer bunlar yapılabilir şeyler ise neden yapılamayacaklarına dair gerekçe üretiyoruz?

Bahane gerçekte nedir?

Bahaneler, yapmamız gereken ama yapmadığımız şeyler için kendimizce, sorumluluğumuzu neden yerine getirmediğimize dair avutmalardır. Bu sorumluluklar başkasına karşı ve daha önemlisi kendimize karşı olan basit ve küçük şeyler olabilir. Tembelliğimizin ya da doğruyu görememizin üzerine örtmek için kullandığımız avutmalardır. Suçluluk duygumuzu böylece gizlemeye çalışıp aslında masum olduğumuzu koşulların uygun olmadığını, o işi yapmamızın zor olduğunu söylemeye çalışırız. Kendimize karşı olan sorumluluklarda bile bahane üretiyor olmamız en ilgincidir. En basitinden sağlığımıza dikkat etmek neden zor olsun ki? Beslenme, bakım, spor, vs. konularında dikkatli olmamamızı neden bahane arkasına gizleyelim. Burada bahanenin kimseye faydası yoktur sadece kendimize söylediğimiz, kendimizce pembe olan yalanlardır.

Faydalı şeyleri iyice kendimizden uzaklaştırmak, yapılabilir olanı yapılamaz hale getirmek,... işimize gelmeyince işe bir kılıf uydurmak, işte tam da bahsetmek istediğim budur.

O zaman ne yapmalı?

Bilinç düzeyimizi daima açık tutmaya gayret etmeliyiz. Bizden beklenilen birşeyi yapmadığımız zaman gerçek nedenleri hep düşünmeye çalışmalıyız. Örneğin, bizden sigarayı bırakmamız bekleniyorsa, bırakamamak konusunda bahane üretmek yerine, gerçekten bırakmayı isteyip istemediğimizi sorgulamalıyız. Gerçekten bırakmayı istiyorsak -kolay ya da zor- bir şekilde bırakılır sigara. Kitap okuyamıyorsak eğer, nedenini sorguladığımızda cevap belki de vakit bulamamak değil, dosdoğru okumak istemediğimiz çıkacaktır. Internette vakit geçirmeyi, televizyon izlemeyi, telefonda arkadaşlarımızla konuşarak vakit geçirmeyi tercih ediyor olabiliriz. Sonuçta gerçekten kitap okumak isterseniz, sizi kim tutabilir ki? Buna kendimize karşı dürüst olmak da denebilir.

Bahaneler her işimize bulaşmış. Artık sorumluluk almanın vakti geldi. Büyük, küçük, bahanelere hep dikkat etmek gerek. Ben de sıkça kullandığım bir bahaneden başlıyorum, kullanmamaya dikkat etmek üzere:

"Bir süredir çok yoğun olduğumdan dolayı ben de yazamıyordum."

Bir daha bu bahanenin arkasına sığınmamak için önce gerçekleri kabul edip, dürüst olmalıyım, kendime karşı. Aslında kurduğum cümle şu olmalıydı: "Canım yazmayı çok istemiyordu, o yüzden bir süredir yazmıyorum."

Bu şekilde düşünürsem eğer, canımın yazı yazmayı istememesini bir suçluluk duygusu içerisinde taşımayıp bu vakitleri daha güzel değerlendirebilir, ve gerçekten yazmayı istediğim zaman daha keyifle yazılar üretebilirim.

Yapmamız gerekenleri ertelemeyi bırakırsak, ancak o zaman bahanesiz cümleler kurmaya başlayabiliriz.

0 comments: